Garrosh Did Nothing Wrong -- Türkçe Anlatım ( Garrosh Türkçe Lore )
Herkese merhabalar. Twitch kanal sadakat puanları ile talep edilen bir video ile karşınızdayız. Bu sefer ki konumuz bir dönem gündemi epey oyalayan " Garrosh Did Nothing Wrong".
Bu söylem 2016 yılında Hiru isimli yabancı bir youtuberın 1 nisan şakası için hazırladığı "Garrosh Did Nothing Wrong" videosu ile başladı. Konu daha sonra Reddit'e ordan da her yere yayıldı.
Evet içerik aslında 1 nisana özel hazırlanmıştı. Ancak videoyu izleyenler, yorumlayanlar ve Lore'a hakim olanlar, " bir dakka lan çok da yanlış değil ha" gibi tepkiler vermeye başlayınca iş 1 nisan şakası olmaktan çıktı. Böylelikle de Garrosh'un yaptıklarının doğru ve çok da yanlış olmadığına inanların sayısı giderek arttı.
Peki Garrosh'un "pek de suçu yoktu", "yaşadığı şeyleri yapmaya itildi" diyebileceğimiz olaylar neydi. Ve aslında dipte yatan ve gerçekten Garrosh'u yanlış anlamamıza yol açan hikaye örgülerine bir bakalım.
Sizlere konuyu çok uzatmadan ve dağıtmadan özet halinde bir sunum yapacağız. Umarım beğenirsiniz, keyifli seyirler.
Garrosh'un yaptıklarına girmeden önce kendisini kısaca bir tanıyalım. Garrosh, orclar Gul'dan liderliğinde Azeroth'a istilaya geldiklerinde çok küçüktü. Babası ve klanı ile birlikte Azeroth'a gelmedi. Bunun yanında babası Grommash Hellscream ise iblis Mannaroth'un kanını ilk içen orclar arasında yer almaktaydı. Orcların gezegeni Dreanor'da bir yetimhanede büyüyen Garrosh, orclar tarafından babasının aldığı karar nedeni ile dışlandı ve ezildi. Aslına bakarsanız kendi iblis kanı içmemişti ve orc klanların başına gelenlerden de bi haberdi. Küçüklüğü bu şekilde zorbalıklara maruz kalarak geçerken, hiç beklenmeyen biri ziyaretine geldi. Thrall. Thrall Garrosh'un babası Grommash ile Azeroth'da iblis Mannaroth'a karşı birlikte savaşmıştı. Grommash'ın büyük fedakarlığı sonrasında da iblis kanına maruz kalan orclar özgür iradelerine kavuşmuştu. Thrall hem kurduğu yeni Horde'a büyük katkıları olmasından hem de orc ırkının kurtarıcısı niteliğini taşıyan Grommash'ın anısını onurlandırmak niyetindeydi. Bunun için de Garrosh'u ziyaret edip hak ettiği onuru ona iletmek zorunda olduğunu düşündü. Garrosh'a babasının bir hain olmadığını ve aksine orcların kurtarıcısı olduğunu söyledi. Hayatını feda ederek orcları özgürlüğe kavuşturan Grommash'a bir vefa borcu olarak oğlunu himayesine almak istediğini Garrosh'a iletti. Garrosh da zaten çok sevilmediği Dreanor'dan ayrılmayı ve babasının açtığı yolda ilerlemeyi makul buldu ve Thrall ile Azeroth'da yeni Horde'a katıldı.
Garrosh her ne kadar zorbalıklara maruz kaldıysa da Dreanor'da orclarla büyüdü ve orc geleneklerini tam olarak özümsemiş bir karakterdi. Thrall ve yeni kurduğu Horde'daki orclar gibi farklı ırklarla bir arada olmaya pek alışık değildi.
Diğer taraftan Thrall dostu Grommash'ın anısını yüceltmek ve güçlü iradeye sahip bir orc yetiştirmek adına Garrosh'u her gittiği yere götürüyordu. Horde'un içerisindeki farklı ırklara henüz alışmakta olan Garrosh düşman ırklarla yapılan diplomasiyi anlamıyor aksine savaşma hiddetine ara ara yenik bile düşüyordu.
Garrosh'un Azoerth'daki ilk görev yeride belli oldu. Scourge'un durdurulması için yapılacak olan seferde Horde kumandanı mehşur Saurfang ile birlikte Horde seferini yönetecekti. Uzun süren serüven sonrasında Saurfang'den çok şey öğrenecekti. Hatta icecrown'un kuşatmasında Horde birliklerini yöneten isim olacaktı. Aslında burada Horde adına başka isimler de yer alabilirdi. Sylvanas ve Saurfang kaderin farklı yönlendirmelerine tabi kalacaklardı. Özellikle Saurfang duygusal açıdan feleğin çemberinden geçmekteydi diyebiliriz. Wrathgate'de yaşanan olayda oğlunu kaybetmiş ve oğlu Lich King tarafından bir death knight olarak kullanılmıştı. Biz kahramanlarca öldürülen oğlu ile ilgilendiğinden Saurfang Lich King'e karşı yürütülen son seferi yarıda bırakmıştı. Garrosh ise başarılı bir şekilde tamamlanan sefer sonrasında Horde içinde bir kahramana dönüşmüş ve Orgrimmar'da büyük bir coşku ile karşılanmıştı.
Sonrasında kısa bir barış dönemi yaşanır gibi olurken, ilk çatırdama Ashenvale'den geldi. Wrathgate'de yaşanan olaylardan dolayı Alliance Horde'u sorumlu tutuyordu. Bu nedenle de Night Elfler ticaret yapmamaya ve Warsong Ekibini topraklarından atmak düşüncelerindeydi. Öte yandan Cataclysm'in yan etkileri olarak elementler ayaklanmaya başlamış ve Orcların evi olan Durotar iyice kuraklaşmıştı. Bu nedenle de verimli topraklara ihtiyaç duyuyordu ama elflerin topraklarını işgal etme düşünceleri yoktu onlarla ticaret yapmakla yetineceklerdi. Bu nedenle de Thrall, Cairne ve Hamuul Runetotem elf temsilcileri ile görüşmek adına Druidleri bir araya getirme kararı aldı. Ancak Garosh bu durumdan hiç memnun değildi. Neden elfler Horde'u suçluyordu ki. Alliance kadar Horde da zarar gördü Wrathgate olaylarından. Yüce komutan Saurfang bu uğurda oğlunu feda etmişti daha ne olmalıydı ki !? içine sinmese de Garrosh kendisine verilen emri yerine getirdi ve Thrall'a bu konuda güvendi. Ancak olaylar çok hızlı gelişmekteydi. Elementlerin ayaklanması agresifleşmişti Cairne ve Thrall bunu araştırmak için Hamuul'u müzakerelerin başında bıraktı. Thrall ise elementleri daha iyi anlamak için Nagrand'a gitmeye karar verdi. Horde'u da Garosh'a bırakmaya karar verdi. Garosh onur duyduğunu Horde'u savaş meydanında layıkıyla yönetebileceğini söyledi. Ama hiç politikadan anlamadığını ve bu anlamda uygun olup olmadığından emin değildi. Büyük bir cesaretle bunu Thrall'a dile getirdi. Ama Thrall geri adım atmadı Garosh'a inanıyordu. Ve ona politik konularda yardımcı olması için de Eitrigg, Vol'jin ve Cairne'i görevlendirdi.
Bu sırada devam etmekte olan müzakereler Twilight Hammer tarikatı tarafından sabote edilecek. Ve bu sabotajdan tek geriye kalan isim Hamuul direkt olarak Garosh'u suçlayacaktır. Aslında Garosh'un olaydan haberi bile yok. Hamuul koşa koşa durumu Cairne'e aktarır. ve Cairne de olayı sorgulamadan Warchief unvanı için Garrosh'a Mak'gora teklifinde bulunur. Haliyle Garrosh bunun altında kalacak ya da geri çevirecek bir karakter değildi. Kabul etti ki zaten bire bir de belki de Cairne'den üstündü bile.
Garrosh çok onurlu bir adamdı ancak etrafında sinsice dönen entrikaları çok okuyamıyordu ki bunu aslında biliyordu da, hatta tam da bu nedenle Warchief olmak niyetinde değildi. Yine başka bir sinsi entrikanın kurbanı olacaktır. Magatha Grimtotem, Garrosh'u duellodan önce yanına çağırır ve Gorehowl'u kutsayacağını söyler. Bu arada evet Gorehowl Garrosh'un ellerinde, Northrend'den döndükten sonra babasının anısını yaşatması ve kazandığı zaferlerden dolayı hak ettiğini düşünerek Thrall Gorehowl'u sahibinin oğluna teslim etmişti. Magatha masum değildi ama bunu anladığımızda ise herşey için çok geç olacaktı.
Cairne, Gorehowl'daki zehir nedeni ile ilk aldığı yarada yere yıkıldı ve oracıkta hayatını kaybetti. Herkes bu duruma çok sinirlenmişti ve liderlerinin ölümünden dolayı Taurenler ile Horde'un arasındaki ilişki pamuk ipliğindeydi artık. Ama unutulan çok önemli bir detay var burada. Evet Garrosh da yaşanan olaydan dolayı mutlu değildi. Ama Mak'gora'ya çağırılan oydu ve Horde töresinde Mak'gora özellikle Warchief unvanı için yapılıyorsa ölümüne yapılmalıydı. Yani ölen Cairne olmasaydı Garrosh olmak zorundaydı. Bu da " e Garrosh ölseydi daha mı iyiydi yani" dedirtecek bir durum. Ama Taurenler pek bu düşüncede değillerdi sanırım. Ama en azından Cairne'nin oğlu Baine aynı düşünce değildi. Magatha ve onun takipçilerine yaptıklarını ödettikten sorna Garrosh'a ve Horde'a bağlı olacağını söyledi. Garrosh'da şaşkınlıkla ve memnuniyetle kabul etti ama olanlar olmuştu.
Bu olay sonrasında Garrosh Ashenvale'deki orduyu bizzat yönetmeye karar verir ve bölgeye gelir. Erzak ihtiyacını gidermek adına genişleme planı yapar. Büyük ölçek de ise Kalimdor'un tamamını Horde saflarına katmak ister. Bu nedenle ilk olarak elfler denklemden çıkarılmalıydı. Garrosh babasının yarıda bıraktığı işi tamamlayacak gibiydi. Hatta daha ileri gidebilmişti. Ashenvale'deki ilerlemesi artık durdurulmaz olduğunu düşünen Tyrande kendini gösterir ve Garrosh'un karşısına dikilir. Aslında Garrosh'un istediği de buydu. Tyrande ile karşılaşmalarında üstünlüğü de sağlayan Garrosh'u Kral Varian ve Genn Greymane durdurur. Orcların Ashenvale'deki yürüyüşü elfler tarafından değil Alliance tarafından durdurulmuş olur.
Garrosh'un karşı taraflardan aldığı tepki bu şekildeydi. Bu yetmezmiş gibi Horde içindeki ırklardan da beklediği sadakati görememişti. Vol'jin bir warchief olarak saygı duymuyor ve Garrosh'un öfkeli tavırlardından memnun değildi. Üstelik bunu dile getirmekten de hiç çekinmiyordu. Taurenlerle olan durum malum. Kalimdor'da bir savaş yönetirken diğer kıtada işleri Sylvanas'a bırakmak niyetinde ancak O da tamamen kendi planını uygulamakta. Garrosh'a göre Lich King'le aynı yolu takip ediyordu. Ama güvenmek zorundaydı. Üstüne üstlük kendi ırkından Overlord Krom'gar, Garrosh'un emrinin askine hareket ederek, Stonetalon dağlarında masumları bombaladı. Bedelini Warchief Garrosh'un elinden uçurumdan atılarak ödediyse de, Garrosh'un neredeyse herkese olan inancı ve güveni kırılmıştı. Bunlardan dolayı ilerideki planlarını bizzat kendi yönetecekti.
Kalimdor'un tamamen Horde olmasından bahsederken akla ilk gelen Alliance kalesi tabiki Orgrimmar'ın yanı başındaki Theramore'dur. Birliklerinin büyük bölümü ile buraya yürüşe geçen Garrosh'u zor bir sınav beklemekteydi. Çünkü az önce bahsettiğimiz gibi bazı Horde liderleri Garrosh'un bu kararını desteklemiyor hatta endişe verici buluyorlar. Troll ve Taurenler Garrosh'un askeri gücünün çok artığından durdurulması kanaatindeydi. Sylvanas ise Theramore'a yapılacak bir saldırının karşı kıtada direkt olarak kendilerini etkileyeceğini düşünüyor ve onaylamıyordu. Lor'themar suskun, Gallywix ise sadece çıkarlarının peşindeydi. Çelik gibi sinir gerektiren bu Theramore sınavında Garrosh tam anlamıyla tek başına kalmıştı.
Ve kuşatma geldi çattı. Jaina çok uzun zamandır bu kalenin yöneticisiydi. Ancak bu durum yöneticilikten çok öteydi. Scourge'den kaçıp buraya yerleşen Jaina için artık burası tam anlamı ile evdi. Ve Jaina evini terk etmek niyetinde değildi. Thrall ile olan arkadaşlığına güveniyor ve bu sorunun bir şekilde çözüleceğine emindi. Ancak Thrall ortalıkta yoktu Nagrand'da elementleri araştırmaya gitmişti. Garrosh Thrall'dan çok farklıydı. Evet belki de Ashenvale'de elflere karşı küçük bir zafer kazanmıştı ama Warchief olarak tam bir savaş kazanmamıştı ve Troller ile Taurenlere kendisini kanıtlamak niyetindeydi. Ancak düsturu belliydi sivillere zarar verilmeyecekti. Öyle de oldu kuşatmayı tamamlayan Garrosh son saldırısını yapmadan sivillerin boşaltılması için Alliance yöneticilerine zaman tanıdı ve bekledi. Ancak Jaina bu zamanı savunmasını güçlendirecek isimleri çağırarak kullanacaktı. Garrosh kötü bir politikacıydı belki ama aptal değildi. Jaina'nın kendisini oyaladığının farkındaydı. Hatta ve hatta bu savaşta tarafsız kalması gereken kişilerin buraya gelip Jaina'ya destek verdiğini de görmekteydi. Mavi ejderhaların lideri durumundaki Kalecgos ve Kirin Tor'un lideri Rhonin Theramore'a gelmişti. Evet Garrosh haklıydı Horde ve Alliance arasında her ne olursa olsun bu isimler aracılık yapabilir ancak taraf olamazlardı. Bu durum Garrosh'u iyice sinirlendiriyor ve sabrının tükenmesine sebep oluyordu. Ve anladı kendisi ki ve orclar bir yana dünya bir yana. Çünkü gördü ki tarafsız kalması gerekenler günü gelince Horde'a karşı olabileceklerdi.
Son bir çağrıda bulunarak mana bombasının atılmasının emrini veren Garrosh Theramore'u yerle bir etmişti. Rhonin patlamadan saniyeler önce Jaina ve bir çok kişinin hayatını kurtaracak bir hareket ile şehrin dışına bir portal açar. Bu Rhonin'in hayatına mal olur. Olayın neticesinde çok sayıda Alliance generali ve Kirin Tor'un lideri ölmüştü. Warcraft evreninin tarihine kazınacak olan bu olay, pek çok hikaye severi de fikir ayrılığına itmiştir. Ama Garrosh'a göre kendisi savaşın gerektirdiğini yapmıştı. Ve buna resmen itilmişti.
Bu olayın etkileri bir çığ gibi giderek büyüyerek devam etti. Garrosh'a olan korku, kin ve nefrete dönüşmüştü. Azeroth'un bir çoğu onun durdurulması konusunda hem fikir oldu.
Bu dönemde Pandaria kıtası keşfedilmişti. Herkes gibi Horde da buradan faydalanmak niyetindeydi. Garrosh için ise bu müthiş bir fırsattı erzak için yeni bir kaynak demekti. Tabi adada olanlardan kimsenin haberi yoktu. Y'Shaarj'ın mezarıydı burası. Ada haklı bu Old God'ı beslemeyecek şekilde nefretlerini bastırmayı öğrenmişti ama bölgeyi yeni keşfeden Horde ve Alliance durumdan habersizdi. Pandalar harici adaya dışardan gelen herkes ama herkes Y'shaarj'ın çağrılarını bir şekilde duymuş ve etkilenmişti. Aralarında ancak Garrosh onun dediklerini yapacak kadar güçlüydü. Tekrar etmiş olalım. Aslında herkes içindeki barındırdığı nefretten dolayı Old God'ın çağırısı duymuştu ve buna yönelik hareketler sergilemeye başlamıştı.
Garrosh durumu daha ileri götürebilen isim olmuştu. Y'Shaarj'ın kalbini bulmuş ve içindeki gücü kendisinde özümsemek istiyordu. Herkes bir şekilde kendisini durdurmaya çalıştı ama nafile. Garrosh Y'shaarj'ın iradesini serbest bırakmıştı bile.
Evet şimdi durdurulması gereken biri pozisyonuna girmişti. Bir nevi Y'shaarj'ın iradesindeki Garrosh durdurulmalıydı. Horde ve Alliance eş zamanlı olarak Orgrimmar'a girer hatta Thrall bile kendisini durdurmak için gelir. Son mücadelede Thrall ile birebir karşılaşan Garrosh, Thrall'dan çok üstündü ve Thrall'ın hiç şansı yoktu. Devreye kahramanlar giriyor ve Old God'ın gücü yok ediliyor ve Garrosh durduruluyor. Thrall tam kendi elleri ile Garrosh'un işine son verecekken Varian araya giriyor ve yargılanması, hatta en çok zarar gören halka işlediği suçların cevabını vermesi gerektiğini söylüyor ve Garrosh pandalara teslim ediliyor.
Yargılanmak üzere Temple of the White Tiger'a getirilen Garrosh, Pandaria'nın loaları olan August Celestials tarafından direkt ölüme mahkum edilecek suçları olmadığına kanaat getirildi. Duruşma Kairozdormu tarafından sabote edildi. Kairozdormu Sarı Ejderha Sınıfına mensup, ancak Siyah Ejderha Prens Wrathion güdümünde hareket eden biriydi. Wrathion'un gelecek planları doğrultusunda Garrosh yaşamalıydı. Duruşmayı sabote eden Kairozdormu, Garrosh'u bir portal vasıtası ile 35 sene öncesinin Dreanor'una kaçırır.
Warthion ve Kairozdormu'nun güdümü ile Garrosh burada sadece Orclardan oluşan Horde'u kurma hayalini gerçekleştirebilecekti. Hatta Warlords of Dreanor sinematiğinde de görünen Garrosh orcların Mannoroth'un kanını içmesini engeller ve kendi iradelerine sahip Iron Horde'u oluşturmaya başlar.
Grommash Hellscream önderliğinde faaliyetlerine başlayan Iron Horde'u durdurmak için Thrall ve beraberindeki bizler, bu alternatif Dreanor'a geçiş yapıyoruz. Thrall Nagrand'da Garrosh'u bulur ve ona Mak'gora teklifinde bulunur. Daha öncesinde zaten yendiği Thrall'dan çekinmeyen Garrosh bu teklifi kabul eder.
Kozlarını paylaşan ikili dövüş sırasında düşüncelerini paylaşır. Thralla hayal kırıklığını uğradığını ifade eder. Ancak belli ki unuttuğu birşey var. Garrosh'u Warchief atayan kendisiydi. Ve bunu net ortaya koyan sözcükler Garrosh'un da ağzından dökülür. "Beni olduğum kişi yapan sensin!" ki yanlış da değildir. Garrosh, Grom'un öğretileri ile değil Thrall ve Saurfang'in tecrübeleri ile büyümüştü. Bu sözcükler karşısında iç pişmanlıklarına ve hırsına yenik düşen Thrall, bilek gücü ile yenemeyeceğini anladığı rakibini shamanlık büyüleri ile alt eder ve yine büyü yardımı ile Garrosh'un hayatına burada son verir.
Thrall yapmak zorunda olduğunu düşündüğü şeyi yapmıştı belki. Ama hikayenin geri kalanında aldığı kararlardan dolayı yaşanan acıların pişmanlığını yaşadığını net görüyoruz. Hatta shamanlık güçlerini bile kaybetti.
Garrosh ise geriye güçlü bir miras bıraktı. Zamanında Medivh ve Gul'dan'ın yani Legion'un Azeroth'a sürüklediği orcların, gezegende yarattığı acıların artık geride bırakılması gerektiği ve orcların da artık bu gezenin evlatları olduğu ve Horde'dan nefret eden bir Alliance olduğu sürece Horde'un var olacağını ortaya koydu.
Evet belki de Garrosh'un yaptıkları acımasızcaydı ama yaşananlarının tek sorumlusu Garrosh değildi, bütün Azeroth halklarıydı.
Böylelikle de videomuzun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım keyif almışsınızdır. Bir sonraki videoda görüşünceye dek kendinize çok iyi bakın, hoşçakalın.
