Diablo 4 - Vessel of Hatred - Türkçe Lore - ( Nefretin Bedeni ) - ( Türkçe Hikaye - Diablo )
Diablo 4 - Vessel of Hatred - Türkçe Lore - ( Nefretin Bedeni ) - ( Türkçe Hikaye - Diablo )
Herkese selamlar arkadaşlar Diablo 4’te Lilith ile yüzleşmemizden sonra, merakla beklenen Vessel of Hatred genişleme paketinin hikayesi ile karşınızdayım. Vessel kelimesi çeviri hakkında çevremde pek çok konuşma geçti. Gemi, kap, damar gibi. Ancak ben şahsım olarak bu videoda “Nefretin Bedeni” çevirisini kullanmayı tercih edeceğim. Şimdiden anlaşalım.
Adından da anlaşılacağı gibi Nefret teması ile birebir karşı karşıya kaldığımız bir genişleme paketi bizleri karşıladı. Çok uzun bir hikaye örgüsü olmamasına karşılık, büyük olayların başlangıcını gösteren olaylarla karşılaştık.
Hadi nefretin hangi yolu takip ettiğini birlikte görelim.
Öncelikle ışığın kilisesinin aldığı ağır darbeden sonra ne hale geldiğini konuşmamız lazım. Çünkü bir sonraki paketlerde bu durum tekrar karşımıza çıkacak gibi. Şöyle ki, ışığın kilisesi Inarus önderliğinde cehenneme savaş açmış ve orduları bizzat cehennem topraklarına saldırmıştı. Lilith’i durdurma ve Inarus’a kendini göstermeye çalışan kilise müritleri beklediği zaferle karşılaşmamış aksine büyük bir hezimet ile yüzleşmişti. Inarus ve Lilith ölmüştü. Yani bir gün bir yerden tekrar doğacaklar tabi ama bu insanlar için artık yoklardı. Ve kilise mensupları hiç ummadıkları yaralarla evlerine döndüler. En azından bir kısmı. Eve sağ dönebilen bu müritler Inarus’tan ve sanki bizzat ışığın kendisinden intikam almaya kararlı gibi görünüyorlar. Ancak önce yapılması gereken, alınması gereken bir intikam var. Işığın kilisesinin cehennemde bozguna uğramasına neden olduğunu düşündükleri, Nyrelle. Bu arkadaşlar bir an önce Nyrelle’i bulup cezalandırma gayesi içindeler. Ve önlerine kim çıkarsa aynı kaderi paylaşacakları belli gibi. Burada Revered Mother Prava’yı da görüyoruz. Anlaşılan o ki Işığın Kilisesi içinde eski yetkinliği eski etkisini kaybetmiş. Asıl önemlisi cehennem ateşinden nefretin yozlaşmasından nasibini alan Işığın Kilisesi müritleri bendenleri yanmış bir şekilde daha da bağnaz hale geldiler ve başlarında Urivar denilen bir tiran var. Bu adam pek konuşarak anlaşabileceğiniz bir kişi değildir ve çok geçmeden de bunu gösterecektir.
Sonrasında Nyrelle’i aramak için yollara düşüyoruz. Aklımıza ilk gelen yer Lorath’ın kulübesi ancak tabi ki de Nyrelle burada değil onun yerine Nawal isimli birisi karşılıyor burada ve ağır şekilde yaralı halde. Az önce bahsettiğim konu burada aydınlığa kavuşuyor. Prava Urivar’ın kiliseyi ele geçirmiş olmasından memnun değil. Bu nedenle tam olmasa da ufaktan saf değiştiriyor. Nawal’dan da öğreniyoruz ki Nyrelle’i bulabilmemiz için Gea Kul’a gidip Raheir isimli abiyi bulmamız gerekiyor.
Evet Nyrelle Gea Kul’dan geçmişti. Ancak burada çok kalmamıştı. Buradan bir kayıkla güneye doğru açılığını öğreniyoruz. Ancak burada çok kısa kalmasına rağmen nefretin yozlaştırmasının etkisi hemen kendisini göstermeye başlamış durumda. Raheir bize yardım etmeye niyetli ancak önce bizim ona yardım etmemiz gerekiyor ki Gea Kul’u zaten yozlaşma ile başbaşa bırakamayız. Önce Gea Kul’u bu durumdan kurtarıyoruz. Ancak kökünü kurutmadıkça bu iş bitmeyecek. Kaynağı takip etmeye devam ettikçe güneye doğru yol aldığımızı fark ediyoruz. Bu noktada Raheir kızının güvenliğinden emin olmak için Gea Kul’a geri dönüyor.
Ancak belli ki bu yolcuğu tek başımıza yapmamışız. Nyrelle’i bütün sanctuary arıyor. E tabi Urivar da buna dahil. Bizi takip etmekle kalmamış, bizim kötü tarafta olduğumuza çoktan kanaat getirmiş bile. Rahier’in bir kolunu kesmiş ve etkisiz hale getirmiş. Bizi de dinlemeye pek niyeti yok derken, dikkatimizin dağıldığı, gardımızı indirdiğimiz bir anda bize arkadan kılıcı saplıyor ve Mephisto’nun nefreti ile dolu nehre, öldüğümüzden emin bir şekilde atıyor.
Bu noktada Eru isimli bir Nahantu sakini hayatımızı kurtarıyor. Burada küçük bir parantez açmanın faydası var. Şuan bize Nahantu diye aktarılan bölgeyi eskiden bizler Toraja olarak bilmekteydik. Bölge sakinleri buraya Nahantu derken bölgenin dışında yaşayanlar ise Toraja olarak bilmektedirler şeklinde açıklanmıştır. Khazra olarak bildiğimiz mehşur keçi adamlar, Nazebo ismi ile Heroes of the Storm kahramanının mensubu olduğu Umbaru klanı bu bölgenin yerel sakinleridir. Diablo 2 oyuncularının anılarını depreştirecek olan Nahantu bölgesine bu şekilde giriş yapmış oluyoruz. Bu arada Raheir’in de sağ kurtulduğunu öğreniyoruz ancak kendisnin sağ kolu için aynı şeyi diyemeyiz. Bizi oyunun mekaniği olarak sığınağımız olan “Den” isimli yere götürüyor. Burdan sonra da yolumuz Kurast Docks’a düşüyor. Her ne kadar Diablo 2 Act3’teki aztec tapınağını tam göremesek de güzel geçmiş anıların duygusallığını hissediyoruz. Nyrelle burayı da yozlaştırmaya başlamış. Daha doğrusu Nyrelle’in taşıdığı Mephisto’nun ruh taşı. Buradan da bizzat Akarat’ın yönlendirmesi ile Trivincal tapınağının Mephisto’nun Sanctuary’deki bilinen en eski yerleşkesinin derinlerine doğru maceraya atılıyoruz. Burada önemli olan şey ise Akarat olgusunu bizzat tecrübe etmeye başlamış olmamız. Yani şuana kadar yalnızca öğretilerini ve geriye bıraktığı dini ışığı biliyorduk. Kendisini ne görmüştük ne de gören birilerini görmüştük. Bu şekilde Akarat’ın var olan bir olgu olduğunu anlamış olduk ki çok geçmeden de kendisi ile tanışıyoruz. 3 gözlü bir aslan olarak tüm heybeti ile karşımıza çıkıyor. Mephtiso’ya karşı verilen mücadelede bizlere yardımcı olacak.
Bu tanışmanın ardından eski dostumuz Ormus ile konuşup, bu arada Ormus artık sadece pot satmıyor bütün bir yöre halkını yöneten idarenin başı durumunda, Nyrelle’i Mephisto’nun gazabından kurtaracak olan Ah Bulan isimli kadim ruhun nasıl bulunacağını öğreniyoruz ve yola çıkıyoruz. Ah Bulan’ı bulmak için ruhlar alemine geçiyoruz. Burada kendisinin Mephisto’nun yozlaşmasından uzak olduğunu sanıyorduk ancak yanıldığımızı kendisi ile tanışınca anlıyoruz. Nyrelle’i kurtarabilmek için kalbini sökmemiz gerekiyor çünkü artık kendisini bu yozlaşmadan kurtaramayız. Bu noktada Nahantu’ya geldiğimizden beri bize yardımcı olan Eru’nun ışığa olan bağlılığı bize olan güveni ilk çatlağını vermeye başlıyor. Bölge halkı ve kendisi için çok önemli bir yere sahip olan kadim bir ruhun bu hale gelmesi ve onu bu şekilde görmek hiç kolay olmuyor. Ah Bulan’ın kalbini Nyrelle’e getiriyoruz ve kendisine yediriyoruz. Oh afiyetle. Bu Nyrelle’in Mephisto’nun yozlaşmasından kurtulmasını sağlıyor. Ancak yeterli değil ruh taşı hala bizim himayemizde ondan kurtulmak ve güvenli bir yere bırakmak zorundayız. Burası da Akarat’ın mezarı olacak elbette. Ancak bir sorun var, mezar nerde ve nasıl erişebiliyoruz bilmiyoruz ve Işığın Yozlaşmış Kilisesinin lideri Urivar sorunu büyümekte.
Urivar’ı denklemden çıkarmamız lazım. Ancak Nyrelle giderek güçten düşmekte. Biz Urivar sorunu ile ilgilenirken Eru’nun kadim dostu yoldaşı biriciği Maka Nyrelle ile ilgileneceğini söylüyor ve onu Maka’ya bırakıp biz işimize koyuluyoruz. Bir dini inancın ne kadar yozlaşabileceğinin beden bulmuş hali olan Urivar ile yüzleşiyoruz ve kendisinin tiranlığına son veriyoruz. Bu da ilerde Prava’nın tekrar yükseleceğini anlamına geliyor. Geri döndüğümüzde ise karşılaştığımız manzara hiç hoş değil. Nyrelle içinde yanıp tutuşan ve sürekli aklıyla oynayan Mephisto’ya bir anlık yenik düşmüş ve Maka’yı tıpkı beraber yola çıktığı kayıkçıya yaptığı gibi öldürmüştür. Bu durum Eru’da başlayan ışığa karşı inancın kaybolmasına ve deliliğe giden yolun tamamen açılmasına sebep olmuştur.
Fedakarlıklar yapıldı, kayıplar verildi, istenmeyen savaşlar oldu ancak görev devam ediyor. Nyrelle’i bir an önce Akarat’ın mezarına götürmeli ve Mephisto’nun ruh taşını güvenli bir yere bırakmalıyız. Nahantu halkının eski hacılarının takip ettiği yolu izleyip mezara giden gizli patikayı buluyoruz. Bu süreçte de Akarat sürekli bizimle ve yol gösterici durumunda.
Nihayet mezara giriyoruz. Bu arada söylemem gerekir ki, Blizzard sanat ekibi yine harikalar yaratmış. Akarat’ın mezarı Işığın Sığınağı çok güzel tasarlanmış ve çok çarpıcı göndermeler var. Mezara giriyoruz ve üzerinden uzuuun bir zaman geçmesine rağmen Akarat’ın zerre çürümemiş, ışığın kendi tarafından korunmuş cansız bedeni ile karşılaşıyoruz. Işığın kudreti altında Nyrelle Mephisto’nun ruh taşını Akarat’ın bedeni üzerine bırakıyor ve kendisini yozlaşmadan kurtarıyor. Tam Mephisto’nun yozlaşmasından kurtulduk derken, insanoğlunun kederi ve üzüntüsünün nelere kadir olduğu ile yüzleşiyoruz. Ah Bulan’ın kaybı ve Maka’nın ölümü ile tam olarak deliliğin eşiğini geçen Eru’nun ihaneti boy gösteriyor. Eru yaptığı bir büyü ile Mephisto’ya kapı açıyor. Avatarı olan Kurt bu kapıdan içeri giriyor. Nephalem olarak Mephisto’nun kurt formu avatarı ile dövüşüyoruz ancak Mephisto’nun kudretine henüz gücümüz yetmiyor. Akarat’ın yardımı gecikmiyor ancak bu uğurda kendisini feda etmek zorunda kalıyor. Bu sırada Eru Mephisto’nun ruh taşını ve Akarat’ın kutsal bedenini alıp kaçıyor. Bizi kurtarmak için kendini feda eden Akarat tam anlamıyla ölmüş oluyor. İlerde tekrar karşılaşırmıyız, cennet bir müdahalede bulunur mu bilinmez ama yeni kavuşmuş olduğumuz Akarat ile vedalaşmamız da çok çabuk oluyor.
Temelde hikaye bu şekilde son buluyor. Eru yaptıklarının bedelini ödüyor. Prava ise Urivar’ın yokluğundan açılan Işığın Kilisesi için liderliğe soyunacak gibi, Nyrelle ve biz bir bakıma Horadrim Mephisto’yu durdurabilmek adına çalışmalara başlamak için Horadrim’in sığınağına gidiyoruz. Hikaye bu şekilde devam edecek bunun için yeni eklenti paketini bekleceğiz.
Asıl eklenti paketine ismini veren hadise gerçekleşiyor. Mehpisto aradığı güçlü ve kutsal olgularla donanmış bedenine kavuşuyor. Mephisto’nun ruh taşı, yozlaşması ile Akarat’ın bedenini ele geçiriyor. Asıl tehtid şimdi başlıyor. Mephisto artık bir bedene sahip ve Sanctuary’de dolanıyor. Nephalem olarak kendisi ile yüzleşeceğimiz kesin ama nasıl.
Böylelikle bir diablo lore videomuzun daha sonuna geldik. Bir başka lore videosunda görüşmek dileği ile kendinize iyi bakın hoşçakalın.
Yorumlar
Yorum Gönder