Diablo 3 Türkçe Lore - (Günlerin Sonu)

Diablo 3 Türkçe Lore - (Günlerin Sonu)

Herkese merhabalar arkadaşlar bir başka diablo lore videosu ile karşınızdayız. Bir önceki videoda diablo 2 oyunun hikayesini anlatmıştık. Bu videoda ise diablo 3 te yer alan hikayeyi ele alacağız. Lafı daha fazla uzatmadan anlatımımıza geçelim.
Diablo 3'ün hikayesine giriş yapmadan önce Diablo 2 ve Diablo 3 oyunlarının arasında kalan ve sessiz barış olarak adlandırılan bir zaman dilimi mevcut. Diablo 2 oyunun sonunda dünyalar taşının yok edilmesinden dolayı, cennet ve cehennemin kapıları sanctuary için ardına kadar açılmıştı. Ancak ne cennet ne de cehennem saflarından bir hareketlilik yoktu. İşte bu zaman diliminde insanoğlu kendi başına kalmış ve birazcık da olsa huzur bulmuştu.
Bu zaman diliminde yaşanan başlıca önemli olaylar ise şu şekildedir;
Tristram kasabasının, hatta tristram kilisesinin altında büyük bir hazine var olduğu dedikodusu yayılmıştı. Bölgede kalan mevcut halk ve bu hazinenin peşine düşen insanlar tarafından Tristram'ın hemen yakınlarına yeni bir kasaba kuruldu. Bu kasaba da adını Tristram'dan aldı ve Yeni Tristram olarak anıldı.
Heroes of the Storm oyununda tanıdığımız Li-Ming bu dönemde dünyaya geldi. Hatta bir söylentiye göre Diablo 3 oyununda oynanabilir büyücü "wizard" karakter de Li-Ming'dir.
Belial Sanctuary'ye gizlice giriş yapar ve uzmanlığı olduğu yalanlar ve entirikalar ile Kehjistan'ın başkenti olan Caldeum'da faaliyetlerine başlar. Evet Mephisto yüzünden Kurast'ın yerle bir olması nedeni ile Kehjistan'ın başketi Caldeum'a taşındı. Şehir bu süreçte büyüdü ve gelişti.
Artık olanları sezdiğinden mi yada içine mi doğdu bilinmez ama Decard Cain de çalışmalarını yapmak için aynı dönem zarfında Caldeum'a gelir. Tristram'dan tanış oldukları Gillian ile buluşur. Daha önceki videolarımızda anlatmıştık. Gillian Adria'nın çocuğu ile birlikte Caldeum'a gelmiş ve yeni bir hayata başlamıştı. Leah ise o günden beri annesi ile bir daha asla karşılaşmadı. Gillian, şehre gelen Decard Cain'i amcası olarak Leah'a tanıttı. Ancak kan bağları yoktu tabi. Gillian yaşadığı ızdıraba daha fazla dayanamıyor ve Leah'ı bir an evel hayatından çıkarmak istiyordu. Neticede Deckard Leah'ı himayesine alıyor ve beraber yolculuk etmeye başlıyorlar. Deckard ve Leah on yıllar sürecek yolculukları boyunca Cennet ve Cehennem hakkında bilgiler toplamak için dünyayı dolaşır, Westmarch seyehati sonrasında, ikili araştırmalarını herşeyin başlangıcı olan Tristram Kilisesi'nde devam ettirmek üzere Yeni Tristram'a gelirler. Ancak Deckard anlattıkları ve aktardıkları Leah'a hep bir peri masalı gibi gelmiştir. Çünkü Leah'ın büyüdüğü dönem bu tarz dehşetlere sahne olmamıştır.
Ve arkadaşlar Diablo 3 oyunu da bu şekilde başlamış oluyor. Deckard ve Leah Tristram Kilisesi'nde bir gün araştırmalarını yaparken, gökten amansız bir şekilde meteor hatta meteorlar düşmeye başlıyor. Kaderin bir cilvesi gibi meteorun büyük parçası Tristram Kilisesinin üzerine düşer. Çarpışma sırasında açılan kratere düşen Deckard kaybolur ve Leah arkasından yaşlı gözlerle amcasının düştüğü çukura bakakalır. Amcasnın hala hayatta olduğuna inanan Leah işin peşini bırakmayacaktır. İşte tam bu sırada Kahramanlar olarak hikayeye dahil oluyoruz ve Leah ile birlikte Deckard'ı aramaya koyuluyoruz.
Korkusuz bir şekilde Tristram Kilisesine dalıyoruz. Ancak düşen meteorun barındırdığı enerji, kilisenin derinliklerinde yatmakta olan başka bir şeytani gücü tekrar uyandırmıştı. Kral Leoric, ve Leoric Deckard'ı ele geçirmek niyetindeydi. Bizzat olarak güçlerini sergileyemese de Leoric Tristram'ın iskelet ordusunu kontrol edebiliyordu. Leoric durdurulmalıydı. Ancak öncesinde Deckard'ı kurtarmalıydık. Deckard'ı sorunsuz bir şekilde iskelet ordusunun elinden kurtarıyoruz ve Yeni Tristram'a getiriyoruz.
Ardından düşen meteoru incelemek için çalışmalara başlıyoruz. Düşen meteora giden yol Leroic'in taht odasından geçtiği için Kral Leoric'in bedeninin denklemden çıkarılması gerek. Bunun için de, Leoric tekrar Tristram'a bela olmasın diye saklanan tacınının yerine konulup, bedeninin tamamlanıp fiziksel formda hayata döndürülmesi gerek.
Haedring Eamon'ın büyük babası olan şansolye Eamon'dan çaldığımız Kral Leoric'in tacını Yeni Tristram'a getiriyoruz. Şansolye zamanında Leoric'in ızdırabının Tristram'a yayılmaması için ant içmiş ve ruhu sonsuzluğa kavuşana kadar da bu uğurda dövüşmüştür. Şansolye'nin torunu Headring Eamon ise tacı bizim için tamir edecek ve biz de kahramanlar olarak tacı ait olduğu yere Kral Leoric'in kafasına koyacağız. Bu olayla birlikte Headring Eamon da biz kahramanların macerasına demir ustası olarak dahil olmuş olacak.
Kral Leoric'in yolları arşınlarken, Cadı tarikatı tarafından esir edilmiş ve Tapınak Düzeninden kardeşi Jondar tarafından ihanete uğramış bir şekilde, Tapınak Şovalyesi Kormac ile karşılaşıyoruz. Jondar, Tapınak inancından vazgeçmiş ve Maghda'ya hizmet etmeye başlamıştı. Kormac ise ihanetinin bedelini ödetmek niyetindeydi. Bu süreçte kendisini kurtarıp Jondar ile olan hesaplaşmasında yardımcı oluyoruz. Daha sonra yardımlarımız karşılığında dilersek bize yancı olarak katılmayı teklif ediyor ve eğer kabul edersek Diablo 3 oyunu sona erene kadar da bizimle omuz omuz mücadele veriyor.
Leroic'in Tacını yerine koyduğumuzda Leoric tekrar hayata gelecek ve biz kahramanlar tarafından tekrar yenilecek. Ardından açılan kapıdan geçip, meteor'un düştüğü yere geldiğimiz de düşen şeyin bir meteor değil bir insan olduğunu görüyoruz. Henüz olanlara aklımız ermediğinden, bu tanınmayan kişiyi Sanctuary'deki en bilge kişi durumunda olan Deckard Cain'e götürüyoruz.
Ancak Deckard'ın bir kaç fikri olsa da olanlara tam olarak anlam veremiyor ve düşen kişiyi de tanımıyor. Bu kişi de hafızasını yitirdiğini ancak bir kılıcı olduğunu anımsadığını söylüyor. Kendisi ile birlikte düştüğünü ve kim olduğunu kılıçla birlikte hatırlayacağını beyan ediyor. Bunun ardından da kılıcı aramaya koyuluyoruz.
Kılıcın parçalarını tamamlıyoruz tamamlamasına da o kadar kolay olmuyor bu iş tabi, gökten düşen meteor herkesin dikkatini çekmişti. Özellikle Beilal'ın. Hemen teğmenlerinden Maghda'yı bu iş ile görevlendiriyor. Düşen meteoru, yıldızı araştıracak ve düşen her ne ise Beilal'a getirecekti. Maghda'dan bahsetmişken cadı konusunu biraz açalım. Maghda ve Adria Coven adı verilen ve amacı tamamen cehennem efendilerine hizmet etmek olan Truine uzantısı bir cadılar birliği kurarlar ve Sancturay'de faaliyetlere başlarlar.  Truine tarikatını hatırlamayanlar ya da bilmeyenler  var ise Günah Savaşı'na Giriş - Truine Tarikatı ve Işığın Kilisesi videosunu izleyebilir.
Bu ara yine bir başka yancı karakter olan Lyndon ile karşılaşıyoruz. Scoundrel adıylar karşımıza çıksa da yardım talebini kabul ediyoruz. Hani hain sıfatı biraz şüpheci. Sasha isimli bir kadın hırsız loncası tarafından ele geçirilmiş ve kendisine ait bir kolyenin peşindeler. Sonra öğreniyoruz ki Lyndon da kadını evlenme vaadi ile kandırıyor ve o da kolyeyi istiyor aslında. Ne var bu kadın da meğer Lyndon'ı kandırmış ve sahte bir kolye vermiş. Bu komik hadisenin altında yatan ana hikaye ise bambaşka. Lyndon aslen Westmarch'da hırsız loncasına mensup birisi. Rea isimli bir kadına da deliler gibi aşık. Ancak buna rağmen Rea'nın gönlü ise ise Lyndon'ın kardeşi Edlin'de. Günün birinde hep birlikte bir soygun planlıyorlar ve işler yolunda gitmiyor. Kardeşi Edlin yakalanıyor ve hapse giriyor. Lyndon kaçmayı başarıyor ancak Rea bunun sorumlusunun Lyndon olduğunu öne sürüyor ve hırsızlar loncasını da bu konuda ikna ediyor. O gün bugündür hain scoundrel sıfatıyla anılıyor ve kaçak hayatı yaşıyor. Aslında kardeşinin hatalı olduğu bu olayda Lyndon, bir zamanlar sevdiği kadın tarafından haksız yere suçlanıyor. Ta ki biz kahramanlarla karşılaşıncaya kadar. Bu andan itibaren de eğer biz istersek oyunun sonuna kadar bize eşlik ediyor.
Kılıcın parçalarını tamamlamak için Wortham kasabasına gittiğimizde son parçanın Maghda tarafından çalındığını Deckard ve düşen yabancının tehlikde olduğunu anlıyoruz. Hemen Yeni Tristram'a dönüyoruz. Maghda'yı kılıcı birleştirmesi için Deckard'a ve Leah'a işkence ederken buluyoruz. O sırada ne hikmetse Leah bir güç patlaması yaşıyor ve kendisine işkence eden Coven üyelerini durduruyor. Ancak Deckard'ın bedeni bunu kaldıramayacak kadar yaşlıydı. Maghda düşen yabancıyı büyüsü ile alıp kaçırıyor ancak kılıcın parçalarını geride bırakıyor. Neticede birleştirecek tek kişi ölmek üzereydi ve asıl alması gereken kişiyi aldığını düşünüyordu. Ne var ki Deckard son bir hareketle kılıcı birleştiriyor ve bazı şeyler netlik kazanıyordu. Düşen yabancı sıradan biri değildi. Cennetten düşen bir melekti ancak kim olduğunu anlamamız için kılıcı sahibine götürmemiz gerekiyordu. Kılıcın sahibi ise Coven'ın lideri Maghda tarafından kaçırılmış ve karargahları olan Leoric's Manor adı verilen Leoric'in zamanında şahsi evi olarak kullandığı yere getirmişti. Üstelikte gardiyanı olarak da Diablo 1'den tanıdığımız Butcher'ı başına bırakmıştı. Diablo 3 te karşımıza çıkan Butcher Diablo 1'dekinden biraz farklı. zamanında kendisini öldürmüştük. Bu sefer karşımıza zamanında eski Tristram'da katlettiği insanların bedenlerin yapılma bir iblis olarak çıkıyor. Tüyler ürpertici bu detaya rağmen korkusuz bir şekilde yüzleşiyoruz ve ikinci kez öldürmeyi başarıyoruz. Ve nihayet kılıç ve sahibi buluşuyor.
Düşen yıldız bir yabancı değildi. Çok iyi ve yakından tanıdığımız bir melek olan Tyreal'ın ta kendisiydi. Ancak o eski melek görüntüsünden eser yok. Bir ölümlü olarak karşımızda duruyordu. Bunun arkasında yatan detayı da Diablo 3 bölüm 1'den bölüm 2'ye geçerken sunulan sinematikte görüyoruz. Deckard'ın anısına düzenlenen cenazede Leah duygusal acısına yenik düşerek Tyreal'a biraz yükleniyor ve Tyreal da olanları Leah'a bir görü olarak gösteriyor. Belki de Diablo oyunlarının en iyi sinematiği diyebileceğimiz bu sinematikte, Tyreal ile Imperius'un kapışmasına şahit oluyoruz. Imperius dünyalar taşı mevzusundan ve Tyreal'in sürekli insanoğlu tarafında yer almasından rahatsız bir şekilde Tyreal'a aklınca yargı dağıttını zannediyordu. Ancak Diablo hikayesinin en efsanevi lafı olan sözcükler Adalatin baş meleği olduğunu hatırlatırcasına Tyreal'in ağzından dökülüverir; "Sen beni yargılayamazsın! Ben yargının ta kendisiyim" diyor ve artık kardeşleri ile saf tutmayacağını beyan edip bir ölümlü olmaya karar veriyor. Böylelikle cennetten dünyaya düşmeye başlıyor.
Deckard'ın intikamı alınmalıydı. Bu nedenle vakit kaybetmeden Caldeum'a gidiyoruz. Tyreal burdaki karanlığı hemen hissediyor ve birşeyler döndüğünü anlıyor. Bizler şehre geldiğimizde içinde bulunduğu vaziyet şu şekilde; şehir Maghda'nın Coven'ı tarafından kuşatılmış, cadıların şeytani oyunları ile halk terörize ediliyor durumda. İmparator 2. Hakan kendini saraya kapatmış, kendisine kıraliyet koruması kurmuş ve halkın sevk idare ve güvenliğini de demir kurtaların lideri olan Ashera'ya bırakmıştı. Biz kahramanlar olarak Maghda'yı öldürmek için yola çıktığımızda Leah annesi hakkında bazı söylentiler duyuyor ve peşine düşmeden duramıyor. Maghda'yı öldürmek için Alcarnus'a doğru giderken Khasim Outpost denilen yerde Demir Kurtların Kraliyet Gardiyanları tarafından esir tutulduğuna şahit oluyor hatta tuzağa çekiliyoruz. Ancak Kraliyet Gardiyanları göründükleri gibi değillerdi. Yılansı iblisler olan bu canavarların Maghda'nın işi olduğunu düşünüyoruz. Devamında Alcarnus'a varıyoruz ve Maghda ile yüzleşip yaydığı teröre son veriyoruz.
Maghda'yı aradığımız süreçte Eirena isimli yetenekli bir büyücü ile karşılaşıyoruz. Son yancı dediğimiz karakter olan Eirena eskiden Vizjerei klanına mensup büyücüydü. Sonralarda ise Elçinin eli diyebileceğimiz, Hand of the Prophet isimli bir örgüte dahil oluyor ve aslen kim olduğu bilinmeyen ve temelde melek olduğu bilnen elçi tarafından kötülüğü savuşturmak için seçildiği gerekçesi ile Kehjistan'da faaliyetlere başlıyor. İşte bu sırada çölde biz kahramanlarla karşılaşan Eirena bize eşlik etmeyi öneriyor. Kabul etmemiz doğrultusunda yine Diablo 3 oyunu sona erene kadar biz kahramanlara eşlik ediyor.
Bunların sonrasına Caldeum şehrinin kanalizasyonuna Leah'I kurtarmaya gidiyoruz ve yine karşımıza Kraliyet Gardiyanları çıkıyor başta bizi ve Leah'ı Alcarnus'da yaşananlardan ve şehre kaçak girmeye çalışmaktan dolayı suçluyorlar. Karşı koyduğumuzda ise onlarında yılansı iblisler olduğu ortaya çıkıyor. Ve bu işin arkasındaki asıl kişinin Magdha olmadığını net bir şekilde öğrenmiş oluıyoru. Leah'ı takip edip annesini buluyoruz. Evet  Adria yaşıyordu. Ana kız kısa bir süre hasret giderdikten sonra Adria Leah'ın yanında olamadığı yıllar boyunca neler yaptığını anlatıyor. Dünyadaki iblis tehtidini ortadan kaldırmak için çalışmalar yapmış ve iblis generallerinin ruhlarını hapsetmek için bir yol bulmuştu. Çünkü öldürülen her iblis generali cehennemin kara çukurunda tekrar hayata geliyor ve verilen savaşlar anlamsız kalıyordu.
Bu sıralarda kanalizasyonda bir fıçının içine saklanmış bir şekilde Covetous Shen'i buluyoruz. Epey eğlenceli bir karaktere benziyorsa da aslında baya kapalı bir kutu olduğunu sonradan öğreneceğiz. Onu kurtarmamızından dolayı mücevherat ustası Shen bize hizmetini sunuyor ve ekibe dahil oluyor. Xiansai'li olduğunu bildiğimiz Shen'in derin hikayesini ise sonra öğreneceğiz.
Adria, Zoltun Kulle denilen bir Horadrim büyücüsünden ve çalışmalarından bahseder. Zoltun Kulle 3'lünün ilk avlandığı dönemde Horadrim'de ruh taşlarından sorumlu olarak görev almıştı. Rivayete göre de melek ve iblislerin kemiklerinden kara ruh taşı olarak anılan Blacksoulstone'u yaratmıştı. Kara ruh taşı iblis generalleri için özel tasarlanmış ve birden fazlan iblis generalini bünyesinde barındırabiliyordu. Bu fikri hemen benimsiyoruz ve Sanctuary'e yıkım getirmekte olan Belial ve Azmodan'dan sonsuza kadar kurtulma şansı olarak değerlendiriyoruz. Ancak öncelikli olarak yapılması gerekenler var, Zoltun Kulle uyandırılmalıydı. Bu nedenle de bedeninin bir araya getirilmesi gerekiyor. Bu görevleri başarı ile yerine getirdikten sonra Zoltun Kulle hayata dönüyor ve görüyorki, kara ruh taşı hali hazırda 5 iblis generalinin ruhunu barındırmakta. O ana kadar bizimle hareket eden Zoltun Kulle görevi iptal etmemizi ters giden birşeylerin olduğunu söylesede Tyreal, Adria ve biz kahramanlar buna kulak asmıyoruz ve Zoltun Kulle'ı denklemden çıkarmak için tekrar öldürüyoruz. Böylelikle kara ruh taşı elimize geçmiş oluyor.
Belial kara ruh taşının yaklaşmakta olduğunu hissediyor ve Kehjistan'a alevler yağdırmaya başlıyor. Belial'ı durdurmak için hemen harekete geçip saraya giriyoruz. İmparatorluk tahtına geldiğimizde de bizi İmparator 2. Hakan karşılıyor ve kara ruh taşını ona teslim etmemizi söylüyor. 2. Hakan'ın Belial olduğunu çoktan çözmüştük. O da kendisini daha fazla gizlemiyor ve dövüşe kendi öz formu ile dahil oluyor. Belial'ı durdurduktan sonra Leah Belial'ın ruhunu kara ruh taşına hapsediyor. Leah annesinden büyüyü öğrenmeye başlamış ve içindeki potansiyeli ortaya koymak için çalışmalar yapmaktaydı.
Kara ruh taşının varlığını hisseden bir başka iblis generali de Azmodan idi. Kara ruh taşından korktuğu kadar, ele geçirmek de istiyordu. Çünkü geriye kalan son büyük iblis generaliydi ve bu nedenle aslında kendisinin başarılı ve güçlü olduğunu düşünüyordu. Ordusunu Areat dağından Sanctuary'e salmaya başlar. O kara ruh taşını ele geçirmek için çaba gösterirken biz de onu bulmak için harekete geçip Areat bölgesindeki Bastion Keep isimli kaleye geliyoruz. Bölge ağır kuşatma altında ilk iş olarak bu kuşatmayı kırıyoruz. Dağın derinliklerine inebilmemiz için ise Azmodan'ın büyük teğmenlerini saf dışı bırakmak zorundayız. Azmodan günahın baş iblisi olduğundan 7 büyük günaha atıf yapıldığı düşünülen 7 büyük teğmeni mevcut Diablo 3 oyununda 3 tanesi ile karşılaşıyoruz. İlk olarak Oburluk günahının teğmeni olan Ghom The Lord of Gluttony ile yüzleşiyoruz. Onu elimine ettikten sonra sıra Cydaea'ya geliyor. Şehvet günahını temsil eden bu iblis aynı zamanda scubbus denilen kanatlı, dişi, insanların arzularına yenik düşmesini sağlayıp onların ruhlarını emen iblis güruhunu da yönetmekte. Beyni ve ruhu zehirleyen örümcek formunda olan şehvetin iblisi Cydaea'yı alt ettikten sonra önümüzde hiçbir engel kalmıyor. Azmodan ile yüzleşebiliriz. Azmodan bütün çabalarına rağmen dövüşü kaybediyor. Son ana kadar yenilgiyi kabul etmese de başarılı bir şekilde kara ruh taşına hapsediyoruz.
Evet artık bütün iblis generalleri hapsedildi. Andariel, Duriel, Mephisto, Baal ve Diablo nasıl kara ruh taşına girdiklerini henüz bilmesek de Belial ve Azmodan'ı da bu gruba dahil etmeyi başarmıştık. Cehennem'in 7 iblis generali kara ruh taşındaydı. Ancak önceki 5 iblis generalinin kara ruh taşına nasıl hapsedildiğini öğrenmemiz çok uzun sürmedi. Adria sinsice planladığı ihanetini uygulamaya başladı. Bastion Keep'in çatısında yıllardır üzerinde çalıştığı, efendisinden aldığı talimatları bir bir yerine getirerek kurguladığı an geldi çattı. Kara ruh taşındaki bütün ruhları Leah'ın bedenine zerk etti. Uzun yıllar öncesinde Diablo Aidan'ın bedenindeyken Adria ile bu günleri planlamıştı ve meğer Adria yıllar boyunca kızından uzak diğer iblis generallerinin ruhu peşinde koşmuş ve onları işaretleyip karak ruh taşına göndermiş. Deckard her ne kadar Leah'ın babasının Diablo olduğundan şüphelendiyse de elinden pek birşey de gelmezdi zaten. Leah'ın bedeninde hayat bulan 7 iblis generali artık yüce iblis olarak anılacak olan Prime Evil formuna girmişti. Diablo'nun iradesi önderliğinde 7 iblis generali hayattaydı ve yüzleşmekte olduğumuz tehtid her zamankinden büyüktü. Leah tamamen iradesini kaybetmişti artık. Diablo'da vakit kaybetmeden bir portal ile cennete geçti. Savaşı cennet saflarına taşımak niyetindeydi çünkü hiç olmadığı kadar güçlüydü artık.
Diablo'nun amacı belliydi Kiristal Kemeri yozlaştırmak. Böylelikle de zamanın başlangıcından beri süre gelen sonsuz savaşı sonlandırmak. Diablo cennete giriş yapmadan Imperius onu karşılıyor ve yaptığı saldırılar ile Leah görünümünden gerçek formuna girmesini sağlıyor. Ancak Diablo eskisi gibi değildi. 7 iblis generalinin gücünü bünyesinde barındırıyor ve zamanın başlangıcında var olmuş Tahtement adı ile geçen baş iblise en çok yaklaşmış bir varlıktı artık. Leah'ın dişi bedeninden ve 7 iblis generalini bünyesinde barındırdığından harika bir görsel form ile karşımıza çıkan Diablo sorunsuz bir şekilde Imperius'u alt ediyor ve cennete giriş yapıyor artık onu durduracak kimse yoktu. Biz kahramanlar dışında. Bu sırada yüksek melek meclisi ne haldeydi. Ithereal saklanmış, Auriel tutsak düşmüş, Imperius yaralanmış ve Tyreal artık bir ölümlüydü. Maltheal ise dünyalar taşının yok edilmesinden dolayı kafayı yemiş ve ortadan kaybolmuştu.
Cenneti kurtarmak için Tyreal ile hemen harekete geçiyoruz. İlk iş umudun baş meleği olan Auriel'i ironiktir ki, umutsuzluğun iblisi olan Rakanorth'un elinden kurtarmalıyız. Rakanoth başarılı bir şekilde alt edildikten sonra Cehennem'in Cennet'e olan akışını durdurmamız gerekiyor. Bu aşamada da Ithereal bize yol gösterecek. Ancak bizi cennetin derinkliklerine sokmadan önce zamanın öncesini ve sonrasını bilen yaşamın kaderini ön gören kaderin baş meleği biz kahramanlara, nephaleme şöyle diyor; Ben Ithereal, kaderin baş meleği. Görevim, yaşanmışlık kayıt altına almak ve kaderin yazıtlarında yer alanları gözlemlemek. Ancak sen Nephalem, sen yazıtlarda yoksun senin kaderin yazılı değil!
Bu ürkütücü bilgi ile cennete giriş yapıyoruz. Kaderimizin belirsizliği iyiye mi yoksa kötüye mi yorulmalıydı anlamıyoruz. Ancak şimdilik yapılması gerekni yapmalı ve cehennemin cennete açılmış olan kapılarını kapatmalıydık. Cehennem kapılarını da başarılı bir şekilde kapattıktan sonra geriye başka bir engel kalmadığını düşündüğümüz o anda Diablo son kozunu da oynuyor. Izual, Tyreal'in teğmeni, sonsuz savaşta omuz omuza dövüştüğü kardeşi. Izual'ı Diablo 2 de alt etmeyi başarmıştık ancak Diablo onu yeniden karşımıza koyuyor. Tyreal ile bir kez daha Izual ile yüzleşiyoruz ve yeniyoruz.
Kristal kemere, Diablo'ya doğru emin adımlarla ilerlerken yine Imperius ile karşılaşıyoruz. Yine diyorum çünkü cennete adım attığımızdan beri bu savaşın insanoğlunu ilgilendirmediğini ve cennete hoş karşılanmadığını söyleyip durdu. Yaralı halde olan Imperius bizi kristal kemere sokmamaya kararlı çünkü ona göre bütün olanların suçlusu insanoğluydu ve zaten de en başından beri her fırsatta insanoğlunun yok edilmesi gerektiğini söyleyip duruyordu.
Ancak Diablo son hamlesi ile kristal kemeri yozlaştırmaya başladığı anda meleklere sanki inme inmişcesine etkisiz hale geliyorlar. Artık bir ölümlü olan Tyreal bu durumdan etkilenmiyor fakat o da gücünü kristal kemerin kapılarını bizlere açmak için harcıyor ve neticede Diablo ile yalnız bir şekilde yüzleşiyoruz. Dövüşü Terörün alemine taşıdıysa da Diablo Nephalem'in karşısında yenik düşüyor ve ruhunun özü daha doğrusu 7 iblis generalinin ruhlarının özü kara ruh taşına geri çekiliyor.
Böylelikle cennet Imperius'un düşüncelerinin aksine melekler tarafından değil insanoğlu tarafından kurtarılmış oluyor. Zamanda yeni bir şafağa doğru yelken açılırken, adalet yerini bulduğundan, Tyreal artık adaletin baş meleği olarak değil bilgeliğin baş meleği olarak ve bir ölümlü olarak yüksek melek meclisinde yerini alıyor.
Son durumda Adria kaçmayı başarmış, Maltheal kayıp, Leah ve Deckard Cain'de ölmüştü. Diğer meleklerin ise yapması gereknler vardı. Kara ruh taşına ne yapılacağına karar vermeliler.
Ancak arkadaşlar, videoyu daha fazla uzatmamak adına Adria, Maltheal ve kara ruh taşına neler oldu gibi soruların yanıtlarına bir sonraki videoda yer vereceğiz. Böylelikle de Reaper of Souls eklenti paketinin hikayesini ayrı ele alacağız. Diablo 3'ün eklenti paketine kadar olan hikayesinin ve videomuzun sonuna geliyoruz arkadaşlar. Bir sonraki videoda görüşmek dileği kendizine çok iyi bakın ve hoşçakalın.

Bu blogdaki popüler yayınlar

DIABLO IV ÜÇ AYLIK GÜNCELLEME - HAZİRAN 2021

Diablo 2 Resurrected - Blizzconline 2021 - Açıklananlar

World of Warcraft'da Yer Alan 10 Ürkütücü Şey