Diablo Immortal - Türkçe Lore - Şimdiye Kadar ki Tam Hikaye
Diablo Immortal - Türkçe Lore - Şimdiye Kadar ki Tam Hikaye
Herkese selamlar arkadaşlar uzun bir aranın ardından yeniden bir Diablo lore videosu ile karşınızdayım.
Bugün sizlere Diablo Immortal’ın hikayesini kısaca aktarmaya çalışacağım. Aslına baktığınızda kronolojik olarak hikayede geriye gitmiş gibi olacağız ama suç benim değil. Diablo Immortal çıkış tarihi olarak Diablo 3’ten sonra çıkmış olsa da hikaye olarak Diablo 2 ve Diablo 3 arasındaki bir zaman dilimini ele alır. Ve Diablo 3’te karşımıza çıkan bazı sorulara da cevap verir. Bu nedenle kanalın bir klasiği olarak bu oyunun hikayesini ele almazsak olmazdı. Lafı daha fazla dolandırmadan hikayemize geçelim. Beğenmeniz dileği ile keyifli seyirler.
Diablo 2’nin hikayesine derinlemesine tabi ki girmeyeceğim. Ancak Diablo 2 Lord of Destruction eklenti paketinin sonunda yaşanan ve üçlünün avında son büyük iblis generali olan Baal’ın köküne kadar yozlaştırdığı, özünde Sanctuary’i koruyan, Anu’nun gözü olan, dünyalar taşının Tyreal tarafından yok edilmek zorunda kalınmasından bahsetmemek olmaz.
Tyreal’in bu hareketi kaçınılmaz gibi görünse de bazı istenmeyen hadiselerin önünü açtı. Bu da bizi Diablo Immortal’ın hikayesine getiriyor. Dünyalar taşının yok edilmesinden yalnızca 5 yıl sonra Diablo Immortal başlıyor.
Her Diablo oyununda olduğu gibi Nephalem olarak ki henüz tam gücümüze ulaşmamış da olsak, Wortham kasabasındaki korkunç dedikoduların kaynağını öğrenmek için buraya geliyoruz. Ve terörün kaynağının Skarn isimli bir iblis olduğunu öğreniyoruz. Skarn’ı dünyamıza çağırmaya çalışan Eskara’yı durduruyoruz. Ancak son nefesi ile Ifriss’i çağırmayı başarıyor. Ama sonuç değişmiyor Ifriss’i öldürüp. Dünyalar taşının ilk parçasını ele geçiriyoruz ve hikaye örgüsü bu şekilde başlamış oluyor.
Bulduğumuz dünyalar taşı parçasının önemini ise Deckard Cain’den öğreniyoruz. Deckard Cain’in de bu taşların peşinde olduğunu, yok etmek istediğini ancak bu taşlardan daha fazlası olduğunu öğreniyoruz. Bir an önce hepsini bulmamız ve Cain’e getirmemiz lazım.
Deckard Cain Tal Rasha’nın kullandığı büyü ile bir başka taşın yerini tespit ettiğini ve Ashwood Mezarlığında olduğunu söylüyor. Bölgeye geldiğimizde Lethes isimli bir necromancerın Diablo evreninin efsanevi kötü kahramanlarından biri olan Kral Leoric’in içinde kalmış olan Diablo’nun güç kırıntılarına hükmetmek için dünyalar taşını parçasını kullanarak Kral Leoric’i uyandırmak isterken yakalıyoruz. Lethes’in eski hocası Xul’un yardımı ile, ki Xul karakterini Heroes of the Storm oynayanlar çok iyi tanır, tehlike çok büyümeden durduruyoruz.
Diğer bir dünyalar taşı parçasının da yine eski bir Diablo efsanesi olan Countess’in elinde olduğunu öğrendikten sonra hemen harekete geçiyoruz. Countess gençliği ve güzelliği için her şeyi göze almış olsa da Forgetten Tower’da, Diablo 2 oyuncularının bolca farm yaptığı, Countess’in kendi evinde öldürüp (yine), dünyalar taşı parçasını ele geçiriyoruz.
Böylece elimizde 3 tane dünyalar taşı parçası oluyor. Ancak nasıl yok edeceğimizi bilmiyoruz. Deckard Cain vakti zamanında Zoltun Kulle’nin bu konu üzerine çalıştığını ve konu ile ilgili bilgisi olabileceğini söylüyor. Tabi gidip kendisi ile direkt konuşamayız Zoltun Kulle uzun zaman önce öldü. Ancak kitaplığında herhangi bir bilgiye rastlayabileceğimiz umudu ile Kehjistan’a Caldeum’un çöllerine doğru yola çıkıyoruz.
Burada bir dizi hikaye örgüsü ile karşılaşıyoruz ama çok dolandırmadan ana konudan devam edeceğim. Zoltun Kulle’nin araştırmalarından ve geçmişe gidip beraberce Baal’ı kovalarken öğreniyoruz ki ancak ve ancak bir yüksek melek silahı yani bir Archangel Silahı dünyalar taşına zarar verilebilir.
Curator’dan öğreniyoruz ki Sanctuary’de bugüne kadar yalnızca iki Yüksek melek silahı bulunmuş. İlki Tyreal’ın kılıcı El’Druin ki bariz adam bununla dünyalar taşının orijinalini yok etti. Diğeri ise adını ilk defa duyduğumuz Yl’nira.
Yl’nira’yı Bilefen’de Namari tapınağında bulabileceğimizi öğreniyoruz. Bu hançeri almak için yola koyuluyoruz. Tapınağın içinde yatan kadim tehlike Sargoth’u yok etmemiz karşılığında görevimiz olan Yl’nira’ya sahip oluyoruz.
Vakit kaybetmeden silahı Deckard Cain’e getiriyoruz. Ve şuana kadar elde ettiğimiz 3 dünyalar taşı parçasını başarı ile yok ediyoruz. Tam huzur bulduk derken. Kuzeyden kötü haberler geliyor.
Mount Zavain’de Khazra klanının acımasız bir şekilde bölgede terör yaydığını görüyoruz ve hemen işe koyuluyoruz. Hikayesel olarak Diablo evreninde ilk kez Monk sınıfı savaşçılarla karşılaşıyoruz. Bu noktada hikaye biraz dallanıp budaklansa da yine kısa şekilde atlayarak gidecek olursak, burada öğreniyoruz ki Skarn bir parça dünyalar taşını ele geçirmiş ve kendi alemi olan, Realm of Damnation’a götürmüş bile. Kendisini durdurmaya çalışan melekleri alt etmiş ve onlardan birini kendi safına döndürmeyi bile başarmış.
Yl’nira’nın yardımı ile meleklerin bazılarını kurtarıyoruz. Verathiel bu görevin başındaki yüksek melek ancak teğmenlerinden Shaddox’u kurtarmıyoruz çoktan cehennem saflarına geçmiş bile. Bu görev zincirinde yine Diablo evreninin efsanevi karakterlerinden biri ile karşılaşıyoruz. Meşhur kasap Butcher.
Ancak melekleri kurtarmamızın bir bedeli oluyor ve elimizde bulunan Yl’nira yavaş yavaş yozlaşmaya başlıyor. Bu yozlaşma da silahın Skarn tarafından kullanılabilmesi anlamına geliyor. Bu güç sayesinde cehennem iblislerini dünyamıza getirebilecek kapı görevi görecek devasa bir iblis solucanı uyandırıyor.
Solucan ile savaştıktan sonra hemen Skarn ile yüzleşiyoruz. Kahramanlar olarak tabi ki başarılı oluyoruz. Ancak son gücü ile Skarn, efendisi Diablo’yu uyandırmayı başarıyor. Bu noktada tamam artık burada işimiz sona erdi derken Verathiel araya giriyor ve kendisini feda ederek bizi ve dünyalar taşı parçasını kurtarıyor.
Silahı ve dünyalar taşı parçasını Deckard Cain’e getiriyoruz. Son bir ayin ile ele geçirdiğimiz dünyalar taşını da yok ediyoruz. Ancak buruk bir zafer yaşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki Diablo’nun ruhu yaşıyor ve serbest.
Bu noktada Diablo Immortal’ın ana hikayesi bitiyor. Ancak tabi ki gelecek olan eklenti paketleri ile daha fazla tehdidin var olduğunu öğreneceğiz ve Diablo’nun Sanctuary’e gelişini engelleyeceğiz.
Bunlardan ilki Forgotten Nightmares yaması. Diablo 3’teki Diablo karakteri kullanılarak türetilen Ancient Nightmare (kadim kabus) ışığı sönümleyerek Rakkis’in şövalyelerini ile Ivgorod’un Monk savaşlarını birbirine düşürmekte. Hemen bölgeye gidip duruma müdahale edip Ancient Nightmare’i alt edeceğiz. Zakarum müritleri ile Ivgorod arasında şimdilik de olsa barışı sağlamış olacağız.
Diğer bir kötü haber de Terror’s Tide yaması ile Westmarch Krallığı’nın Stormpoint bölgesinden geliyor. Tabi çok geciktirmeden hemen bölgeye intikal ediyoruz. Bu maceramızda bize, daha önce Deckard Cain ile birlikte Mephisto avına katılan güçlü bir büyücü olan Karshun da katılıyor. Diablo’nun tarikatı olan Cult of Terror’ün önde gelenlerinden Akinees’in dünyalar taşı parçalarından birine sahip olduğunu ve onunla Diablo’yu Sanctuary’e çağırmak istediğini öğrendikten sonra durdurmak için harekete geçiyoruz. Ancak Akinees dünyalar taşı parçasının gücünü kullanarak Shumbeel isimli bir iblisi çağırıyor ve kaçıyor. Shumbeel’i durdursak da Akinees elindeki dünyalar taşı parçası ile kaçmayı başardığı için hala Diablo tehdidi devam etmekte. Hikaye örgüsü bu noktada bitse de bu açık kapı Diablo Immortal’ın hikayesinin devam edeceğinin göstergesi oluyor.
Evet arkadaşlar Diablo Immortal’ın bugüne kadar ki hikayesinin kısa özetini elimden geldiğince sizlere aktarmaya çalıştım. Oyun hala aktif ve devam eder bir pozisyonda olduğu için bu hikayenin üzerine eklemeler illa ki gelecektir. Önemli ayrıntılar geldikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. O zamana kadar kendinize iyi bakın ve başka bir Diablo lore videosunda görüşünceye dek kendinize çok ama çok iyi bakın.
Yorumlar
Yorum Gönder