Diablo 4 Türkçe Lore - ( Nefretin Saltanatı ) - ( Türkçe Hikaye - Diablo )


Diablo 4 Türkçe Lore - ( Nefretin Saltanatı ) - ( Türkçe Hikaye - Diablo )

Herkese selamlar arkadaşlar. Aslında bu video için biraz aceleci davrandığımızı düşündüğümü itiraf etmeliyim ancak sıkça sorulan sorular ve talepler üzerine şöyle bir genel özet yapmaya, Diablo 4 ile ilgili genel hikaye akışına bakmaya karar verdim. Bu nedenle başlamadan önce bir kaç duyuru yapmamın doğru olacağını düşünüyorum.

İlk olarak oyun henüz bitmedi, yani gelecek eklenti paketleri ve sezonlarla beraber hikaye genişleyecek ve devam edecek olduğundan bu video için diablo 4 ün ham halinin hikaye özeti diyebiliriz. 
İkincisi ise aslında hikayede ana akışa etkisi olan ancak genel perspektifte lore a etkisi az olan olaylara yer vermeyeceğim. Bu sebeple oyun esnasında gördüğünüz ve hikayede önemi olduğunu düşündüğünüz lore kırıntıları için sizleri canlı yayınlarımızda ve videonun yorum bölümünde bekliyor olacağım.
Lafı da daha fazla dolandırmayalım ve Diablo 4 oyununun hikaye özetine geçelim, böylelikle de Diablo lore serimizin yeni videosunu selamlayalım. Şimdiden beğenmeniz dileği ile keyifli seyirler.

Daha önceki diablo serilerinde olduğu gibi bu sefer de oynadığımız karakter hikayenin ortasında yer alıyor. Olaylar zinciri Lilith'in sonsuz karanlıktan çağırılıp dünyada verdiği zararları araştırmak ve durdurmak üzerine yolan çıkan karakterimizin Fractured Peaks'te neredeyse soğuktan donmak üzereyken sonradan Mephisto’nun yansıması olduğunu öğreneceğimiz bir kurt tarafından kurtarılmamızla başlıyor. Kendimize gelmemizle beraber  öğreniyoruz ki Lilith çoktan insanoğlunu manüpile etmeye başlamış ve ikna olanların kendisine tapmasıyla beraber Sancuary için planlarını devreye sokmuştur. Ancak ana planı ve yapmak istediği asıl amaç ne bilmemekteyiz. Buna karşılık ise hala nefretin alemindeki hapishanesinden nasıl kaçtığını bilmediğimiz ancak insanoğlunun babası olarak bilinen ve daha önceki videolarda defalarca bahsettiğimiz Işığın Kilisesi'nin kurucusu Inarius çoktan harekete geçmiş ve ordusunu kurmaya başlamıştır. Bu noktada Lilith'in insanoğlunu kullanarak kendisine en çok zarar veren sonsuz savaşa son vermek istediğini ilerleyen zamanlarda anlıyoruz. Ancak Inarius'un amacı ise sonradan açığa çıkıyor; Lilith'i durdurup bu savaşı cehennem saflarında kazanıp yeniden melekler arasına kabul edilmek. Tabi böyle olup olmayacağını ancak ilerleyen zamanlarda görebiliyoruz. 

Lilith'in geride bıraktığı izleri takip ederek, Tyreal'in ortalarda olmamasından kaynaklı Horadrim büyücüleri meclisinin başı olan Lorath ile karşılaşıyoruz. Bu noktadan sonra hikaye anlatıcılığı görevinin Deckard Cain'den Lorath'a geçtiğini anlıyoruz. Lorath'ın nüfusu ile Işığın Kilisesi'nin hükmettiği yerlere girebiliyoruz. Böylelikle ilk durağımız olan Kyovashad'a geliyoruz. Biz oyuncular Fractured Peaks'te Işığın Kilisesi'nin güvenini kazanmaya çalışırken Lorath da söylentiler üzerine Dry Steppes’te korku saçan solun yüzlü bir adamın peşinden gidiyor. Gitmeden önce ise bize burada işimiz bittikten sonra Scosglen’e geçmemizi ve Donan isimli eski bir dostunu bulmamızı söylüyor. Lilith'in peşinde olduğu şeyi bulup Lorath'ı takip edeceğiz. Bu esnada Kyovashad’da Inarius'un Sanctuary'deki sağ kolu sayılan Prava ile tanışıyoruz.Kendisine pek güvenmesek de Lorath ile birlikte Lilith'i durdurma planımızda Işığın Kilisesi'nin gücü olmadan pek birşey yapamayacağımız için bizden istenenleri yerine getiriyoruz. Bu noktada da hikayede önemli yere sahip olan Vigo ve Neyrelle ile tanışıyoruz. Neyrelle başta annesini kurtarmak isteyen bir maceraperest gibi karşımıza çıksa da  yürüdüğü yol onu ileride çok önemli bir Horadrim üyesi yapacaktır. 

Işığın Kilisesi bizden Inarius'tan direk kutsama almamız gerektiğini ancak bu sayede kendileri ile yol yürüyebileceğimizi söylüyor. Inarius ise bizimle kurduğu iletişimde bırak kutsama vermeyi bizi aşağılayarak geri gönderiyor. Ancak Prava Inarius'un aldığı kararlara akıl sır ermez diyerek en azından seni öldürmedi bu bile birşeydir dedi bizi sonraki görevimize gönderdi. Bu sırada ilk ana amacımız şekilleniyor. Lilith ve Inarius; cehennemin anahtarını elinde tutan Rathma'nın peşinde. Dolayısıyle bizler de bu ikilinin peşindeyiz. İkili çoktan aksiyonlarına başladığı için olayların gerisinde kalan bizler yaşananların ancak yansıması ile karşılaşabiliyoruz. Ve öğreniyoruz ki Inarius Rathma ile daha önce karşılaşmış ve istediğini ele geçiremediği için öz oğlunun hayatına son vermiştir. En azından şimdilik biz böyle biliyoruz çünkü ben şahsen Rathma gibi bir karakterin bu şekilde kolayca öleceğini düşünmüyorum. Öte yandan Lilith anahtarın nerde olduğunu bildiğinden (nasıl diye sormayın) oğlunun cesedi ile ortaya karışık duygusal anlar yaşadıktan sonra anahtarı ele geçiriyor ve planında bir adım daha ilerlemiş oluyor. Tüm bunlar yaşanırken Vigo'nun yaptığı fedakarlıktan bahsetmemek olmaz çünkü o olmasaydı biz burada bunları öğrenemezdik. Bu arada Vigo Işığın Kilisesi’ne bağlı bir kumandan. Kilisenin geri kalan üyeleri gibi tam olarak yozlaşmış değil. Gerçek anlamda ışığın savaşçısı olduğunu söyleyebiliriz. Huzur içinde uyu Vigo.

Daha sonra Lorath’ın talebi üzerine Donan'ı bulmaya batıya Scosglen'e gidiyoruz. Çünkü Lorath Lilith’i kimin çağırdığını çok iyi bilmekle beraber onun peşindedir. Bizler Scosglen’de Donan ile tanışıyoruz ve Lilith'in dünyada kol gezdiğini, planlarını aktarıyoruz. O da bize yakın bir zamanda Lilith'in kendisine göründüğünü ve daha önce bölgede terör saçmış olan Astaroth adında bir iblisin peşinde olduğunu söylüyor. Yani söylemiyor da işte biz görüyoruz. Lilith’in buradaki asıl amacı cehennem geçitlerinden geçebilme iznini alabilmektir ve  bu izne sahip yüksek rütbeli bir iblis bu bölgededir. Evet, Astaroth! Lilith, Donan’a  Astaroth’un yerini sorar ancak Donan buna cevap vermez. Donan büyük bir irade gösterdiğini düşünürken, aslında Lilith bu bilgiyi alabilecek başka kişilerin varlığını öğrenmiş olur. Donan ile birlikte daha önce Astaroth ile dövüşmüş onu yenmiş ve bir ruh taşı içine hapsetmiş olan iki kişi daha vardır. Airidah ve Nafain. Kısaca bahsetmek gerecek olursak, Astaroth daha önce Druidlerin ev sahipliği yaptığı Scosglen bölgesinde uzun bir süre terör saçmış, öyle ki dünya üzerinde yaşadığı döneme “days of ash”, “kül günleri” denmiştir. 

Bu bilginin ardından hemen yola çıksak da iş işten geçmiştir. Lilith çoktan Airidah ile görüşmüş ve Airidah Astaroth’u öldürmediklerini bilmektedir. Düşük rütbeli bir iblisi bile öldürememişken koca cehennemle asla yüzleşemeyeceklerinin korkusuna kapılıp Astaroth’un yerini öğrenebileceği Nafain’den bahseder ve onun yerini Lilith’e söyler. Nafain’i bulduğumuzda da durum içler acısıdır. Anlaşılan Lilith çoktan gelmiş ve aradığı bilgiyi almıştır. Nafain’in acısına son verdikten sonra Lilith’in peşine düşsek de Scosglen’deki kovalamaca bir yere varmamıştır. Lilith, Astaroth’a Sanctuary’de yeniden özgürce dolaşabileceği bir beden vererek, cehenneme güvenli geçişini garanti altına almış olur. Anlaşılan daha ileri gidebilmemiz için Astaroth’u yeniden yenmemiz gerekmektedir. Bu olay Donan için duygusal anlamda yıkıcı olur. Çünkü Lilith yalnızca planını uygulamakla kalmamış, kendisi ile mücadele edebilecek ruhların da içine korku salmaktan geri kalmamıştır. Bu kovalamaca esnasında gönüllü olarak yanımızda olmak isteyen Donan’ın oğlu Yorin için ise yapabilecek pek bir şey yoktur. Neticede Astaroth durdurulmalıdır! Nitekim de öyle oluyor. Ancak Yorin...

Lorath mevcut durumda en güçlü Horadrim de olsa anlaşılan yaşananlar onu çok yoruyor ve kendisini her fırsatta alkole veriyor. Ancak hiçbir durum tüm yaşananların kendi öz öğrencisi tarafından yapıldığı gerçeği kadar acı veriyor olamaz. Evet Elias, Lilith’i dünyaya çağıran ve onca yıkıma neden olan büyücü Elias, bir zamanlar Lorath’ın öğrencisiydi. Hem kötülüklerine son vermek için hem de Lilith’in izini sürebilmek için bir sonraki hedefimiz Elias oluyor. Ancak bu öyle kolay olmayacak.
Elias’ın izini sürerken ilk karşılaştığımız karakter hizmetkarı olan Büyücü Genbar oluyor. Genbar’dan Elias’ın nerede olduğuna dair bilgi almak istesek de nafile. Elias kendisini takip edecekler için küçük bir sürpriz bırakmıştır. Öte yandan Lorath, Elias’ın uyandırdığı iblisin gerçek bedeninden bilgi almak peşindedir, diğer bir yandan da bizi bilgi almak için Orbei Kilisesi’ne gönderir. Ancak Orbei’de edinebildiğimiz tek bilgi Elias’ın daha büyük iblisleri uyandırmak peşinde olduğudur. Andariel. Bu sırada Lorath Elias’ın izini sürebilecek gerekli bilgiyi toplar  ve bizi Elias’ın sığınağına getirir. Bu noktada Elias’ın üçlünün tarikatı olan Truine geleneklerini benimsediğini öğreniyoruz. Elias’a erişebilmemiz için bu gelenekleri bizim de uygulamamız gerekmektedir. Üçlüye adanan sunaklardan kutsanma almamız gerekir. Baal ve Diablo’nun kutsanmalarını nispeten basit bir şekilde alıyoruz. Ancak Mephisto’nun söyleyecek birkaç şeyi oluyor. Lilith’in planı Mephisto’yu etkileyecek olacak ki Mephisto bize gerçek kimliğini gösteriyor. Videonun girişinde bahsetmiş olduğumuz, oyunun başından beri kanlı kurt olarak karşımıza çıkan ve bize yol gösteren karakterin Mephisto olduğunu burada öğreniyoruz. Ve Mephisto bizden günü geldiğinde kendisine yardım etmemizi istiyor. Bu istek alt tarafı Lilith’i öldürmemizdir!Bu noktada Mephisto’nun neden öz kızını öldürtmek için bir Nephalem ile anlaşmaya çalıştığını anlamıyoruz. Ama kutsanmayı alıp Elias’a doğru ilerliyoruz. Kendisini, Tassia isimli bir kadına ayin uygularken durduruyoruz ancak bu yeterli olmayacaktır tabi. Tassia’nın dinlenmeye ihtiyacı vardır, bizlerin ise Truine’nın çöl kumları arkasındaki gizli sarayı bulmamız için yola çıkmamız gerekmektedir ancak bu yolculuk için bir rehber de gerekir. Karşımıza çıkan Yaşlı Meshif tam da bu iş için ihtiyacımız olan kişidir. Diablo 2 oynayanlar Meshif’i hatırlayacaklardır. Biz oyuncuları Lut Gholein ile Kurast arasında taşıyan kayıkçı abinin ta kendisidir. Yıllar ondan çok şey götürmüş olsa gerek Lorath’ı gördüğünde eski dostu Deckard zanneder ancak Deckard çoktan ölmüştür. Ama evet artık onun bayrağını Lorath taşımaktadır. Bu nedenle de yaşlı Meshif’in hatrına Lorath bir süreliğine Deckard olmayı kabul eder. Meshif bizi saraya getirir. Burada Lilith’in büyük planını, büyük iblis lordlarını durdurmak istediğini öğreniyoruz. Anlaşılan o ki Lilith bizi yok etme peşinde değildir aksine büyük iblis lordları ile savaşabilmek için ordu kurmaktadır. Ancak durdurulması gerekmektedir. Çünkü Lilith bu kararı bizim özgür irademize bırakmaya niyetli değil. Saraydan çıktığımızda ise Meshif’in yaralandığını görüyoruz. Eski Diablo oyuncuları için duygusal anlardan sonra Meshif’i son yolculuğuna uğurluyoruz. Hemen harekete geçmemiz, Lilith’i durdurmamız gerekmektedir. Bunu yapabilmemiz için ise bir ruh taşına ihtiyacımız vardır. Bu nedenle Donan’dan yardım istiyoruz. O sırada yeni Horadrim üyesi sayabileceğimiz Neyrelle ile tekrardan karşılaşıyoruz. Tassia’nın dinlenme mekanında buluşuyoruz. Tam bu sırada Elias, Tassia’nın kanı ile yaptığı ayini tamamlıyor ve Andariel’i dünyamıza çağırıyor. Muhteşem bir dövüşten sonra Andariel tehlikesini yeniden Sanctuary’den uzaklaştırmış oluyoruz. 

Elias’ı takip ederken eski baş piskopos Sankekur’un mezarına yolumuz düşüyor. Zakarum Kilisesi’nin ihtişamlı dönemlerinde ruhani liderlik görevini üstelenen Sankekur, daha sonra yolunu kaybetmiş ve kendisini Nefretin Baş İblisi olan Mephisto’ya adamıştı ve onun bedeni olarak Sanctuary’de hizmet etmişti. Bu nedenle bedeni dikkatli bir şekilde korunmakta. Elias’a ulaşabilmemiz için öyle basit büyülü sözcükler yeterli gelmeyecekti. Ruh taşını kullanmamız gerek. Ancak Donan’da bulunan ruh taşı Astaroth gibi düşük rütbeli bir ibliste işe yaramış olsa da, Mephisto gibi güçlü bir iblisin iradesi ile baş etmesi için birkaç küçük ayarlama yapılması gerekir. Bu noktada kafa yapıcı maddelerin yardımına başvuruyoruz ve hikayenin bu bölümünde şekilden şekile giriyoruz. Ancak sonunda ruh taşını hazır hale getiriyoruz. Öte yandan Elias’ın nasıl ölümsüz olduğunu anlamamız lazım ki kendisini öldürebilelim. Bu noktada Elias’ın Sanctuary’nin eski geleneklerini takip etmiş olduğunu öğreniyoruz. Fısıltıların Ağacı ile bir anlaşma yapmış olan Elias Yüce yılana kendinden bir parça sunmuştur. Yüce yılan bu noktada Trag’Oul’u mu temsil ediyor tam olarak anlayamıyoruz. Ancak yaşamla ölüm arasındaki dengeyi kurmuş olabilecek başka bir varlık olmadığını biliyoruz. Bu ilerleyen süreçlerde açığa çıkabilecek bir konu ama şuan görevimiz Elias’ı durdurmak. Elias’ın mumyalanarak yüce yılana adanmış parmağını alıyoruz ve yakarak yok ediyoruz. Artık Elias’ı durdurmak için her şeye sahibiz. Ruh taşı ile kapıyı açıp Elias ile dövüşüyoruz. Elias’ın ölümsüz olmayan bedeni artık ölümle yüz yüze. Fısıltıların ağacı da yapılan anlaşmayı unutmuyor ve Elias’ın kafasını alıp götürüyor. Elias ve bedeninden koparılmış kafası sonsuza kadar fısıltıların ağacında asılı kalacak. Bu noktada Lilith’in nerede olabileceği bilgisine karşılık Lorath da ağaç ile bir anlaşma yapıyor. Bilginin karşılığı olarak Lorath’ın kafası da ölümünün ardından sonsuzluğa kadar ağaçta asılı kalacaktır. 

Sonrasında yolumuz bir dönemler doğunun incisini olan Caldeum’a düşüyor. Caldeum uzun zamandır iblis istilası altında olup, İmparator 2.Hakan’ın Belial’ın ta kendisi olduğunun ortaya çıkmasından beri gün yüzü görmemiştir. Lorath bizi Lilith’in peşinden cehenneme götürmeye niyetli olsa da bunu tek başına yapamaz ve bu nedenle Inarius’un yardımına ihtiyacımız olur. Lorath, Inarius ile yüzleşir, planı anlatır ancak Inarius’un cehaleti dinmiş değildir ve hala Lilith’i öldürüp cennet tarafından bağışlanma peşindedir. Bu nedenle planımızın ana parçası olan ruh taşını alıp cehenneme doğru yola çıkar. Umudumuzu kaybetmeden planımızı uygulamaya devam ediyoruz. Prava kendinden emin bir şekilde, gururlu ve mağrur, bu savaşı kazanacağından emindir. Bu nedenle bizim Inarius ve ordusu ile cehennem saflarına geçmemize müsaade eder. Cehennem kapılarından geçerken Lilith’in bıraktığı anılardan iyice anlıyoruz ki Lilith, babası Mephisto’nun günücü özümseyip, yüksek bir iblis generali olma peşindedir bu nedenle de Mephisto en başından beri bize yardımcı olmakta ve Lilith’in durdurulması için bizi desteklemektedir. Çünkü Mephisto bir nephalemin neler yapabileceğinin çok iyi farkındadır. 
Cehenneme ilk adım attığımızda bizi muhteşem bir sinematik karşılıyor. Prava kendi cenaze namazını kılıyor. Şaka bir yana gerçekten Blizzard firması her ne olursa olsun sinematik anlatımda üstlerine olmadıklarını kanıtlıyor. Inarius ve Lilith’in ordularının savaşı ve Inarius ile Lilith arasındaki görüşme bölümleri sinematikle anlatılıyor. Inarius başından beri Lilith’i, yalnızca cennetin bağışlamasını kazanabilmek için öldürmek istiyor. Peşinden sürüklediği onca insana, Sanctuary üzerindeki onca müridine yalan söyleyerek. O’nu bir tanrı gibi görenler, bir baba gibi görenlere ihanet ederek. Bu zayıf irade nedeni ile Lilith ile kavgayı kaybediyor. Özü cehennemin içlerine doğru çekiliyor ve bu noktada beklediği yardım cennetten gelmiyor. Cennet tüm yaşananlara sessiz kalıyor. Belki de haberleri bile yok. Lilith, Inarius’u öldürdükten sonra yoluna devam ediyor. Işığın Kilisesi’nin ordusu cehennemde yok oluyor. 

Lilith sözünü aldığı üzere, cehennem alemlerini ayıran Alev Nehrini güvenli bir şekilde geçmek için Astaroth ile yüzleşiyor. Astaroth sözünü tutuyor ve Lilith’e nefretin alemine güvenli bir geçiş sağlıyor. Artık Lilith ile Mephisto arasında kimse yoktur. Tabi biz onu durdurmaz isek. Neyse ki Lilith’ten hemen önce nefretin tahtına varıyoruz. Burada Mephisto’yu gücünü toplarken görüyoruz. Şimdi ise önümüzde iki seçenek var; ya ruh taşını kullanarak daha büyük bir tehdit olabilecek nefretin baş iblisi Mephisto’yu ruh taşına hapsedeceğiz, ya da Lilith’i durdurup ruh taşını onun üzerinde kullanacağız. Bu noktada karakterimiz kararı yeni Horadrim üyesi olan Neyrelle’e bırakıyor. O da ruh taşını Mephisto üzerinde kullanmayı tercih ediyor. Bence Mephisto’nun da tam olarak istediği buydu. Ancak yapacak bir şey yok. Ruh taşı Mephisto üzerinde kullanıldı. Lilith ise işin peşini asla bırakmaz. Neyrelle ruh taşını tehlikelerden uzağa taşırken Lilith’in durdurulması gereklidir. Bu noktada görev bize düşer ve Lilith ile yüzleşiriz. Efsanevi bir dövüşten sonra Lilith ölür  ancak bir gün cehennemin sonsuz çukurundan tekrar dirileceği kesindir. Asıl soru ise Mephisto’ya ne olacağıdır. Tüm bu hadiseler yaşanırken Işığın Kilisesi yaşananlar için Horadrim’i ve nephalemi suçlar. Bu da gösteriyor ki Sanctuary’ye döndüğümüzde kilisenin hüküm sürdüğü yerlerde pek hoş karşılanmayacağız. Ama daha büyük problemlerimiz vardır. Henüz yeni Horadrim sayılabilecek birisi tarafından Mephisto’nun içinde bulunduğu ruh taşı Sanctuary’de bir yerlerdedir. Neyrelle’nin nerde olabileceğini bilmiyoruz. Sadece kuzeye doğru yol aldığını söyleyebiliriz. Anlaşılan o ki cehennemin nefreti ile işimiz henüz bitmiş değil. Bakalım bizi ilerleyen günlerde neler bekliyor olacak hep birlikte göreceğiz. 

Burada söylemem gerekir ki Diablo 4 hikaye örgüsü ile bir şaheser ve konuşulması gereken bir çok ciddi detaylar barındırmaktadır. Bir o kadar da eski hikayelere dokunan yan hikayeler de mevcut ancak hepsini bu videoya sığdırmak imkansız olduğundan sizlere hikayenin ana hatlarını aktarmak istedim. Bu nedenle atladığımı düşündüğünüz noktalar olursa yayınlarda ve yorumlarda hep birlikte tartışalım. 
Buraya kadar izlediğiniz ve dinlediğiniz için teşekkür ederim. Bir sonraki Diablo Lore videosunda görüşünceye dek kendinize iyi bakın. Hoşçakalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DIABLO IV ÜÇ AYLIK GÜNCELLEME - HAZİRAN 2021

Inarius Kimdir ? (Diablo 4)

Akarat Kimdir ? İnancın ve Zakarum Kilisesi'nin Yükselişi - Diablo Lore İnancın Çağı